hayatın gerçekleri

canını yakarlar sonra sanki sen onların canını yakmışsın gibi davranırlar.

kadere inanmayan hayatı anlayamaz

çocuklarda ölüyormuş.

(bkz: ölüm) hem gerçeği hem özeti.

tost makineleri de bozuluyormuş

(bkz: aşk) en gerçekçi yalan

gerçek aşk sadece aptal dizi ve klişe filmlerde yaşanır. kimse kimsenin halini o karşındakinin tıpa tıp aynısını yaşamadıktan sonra anlayamaz. gerçek dost diye bir şey yoktur ortak çıkarlar vardır. hayatı siz istediğiniz gibi yaşayamazsınız.

leyla ile mecnun izlemeye başladım yine. dikkat edilince şu anlaşılıyor, dizide keyifli olan sahneler goygoy olan sahneler. dizi ne zaman ciddi bir hal alsa ağır bir hüzünle doluyor. i̇lk izlediğim zaman çok sinirlenirdim dizideki ayrılık sahnelerine. aşıklar kavuşamayınca, özellikle kızardım. sonra kavuşamayınca anladım. romantik dizilermiş goygoycu olan. o diziyi dizi yapan alt metinleriymiş.

hoşlandığın kızın boynuna fütursuzca doluyorlar şu anda krdşm..

sokak lambasının altı boş, saatler oldu fakat boş...

mutluluk diye adlandırdığınız şey iğne olmadan önce o bölgeye çok acıtmaması için yapılan pansuman sadece. aklınızda olsun.

2017’den 2018’e girerken ozan güven ve yıldız tilbe erik dalı söyledi. bu programı yaklaşık 9 milyon kişi izledi. söyleyeceklerim bu kadar.

anı yaşayamazsın hep ileriyi düşünürsün, ne olucak? nasıl olucak? vb.

para yetmiyor.

canınızı yakacak fakat hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam edecek. işte canınız bu sefer gerçekten yanacak.

büyük balık küçük balığı yiyor arkadaşlar hiç affetmiyor

sigara ve çay mükemmel ikili he bi de yanına çikolata

son defa gülümserken kimse bunun son defa olduğunu anlamayacak.

her güzel şeyin bir sonu var.

Bu hayatın gerçeği ihanet ve yalnızlıktır.

Gerçek benim için şu iki cümle arasında. “Hayat dediğin üç beş mutlu andan ibaret. “ Ne yazık onlar da, “ Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. ”

öncelikli soru bu "gerçek diye bir şey var mı?"

"Hayat sıkıcı değil paran yok" gorsel

İnsanlar nankördür. İnsanoğlu diye boşuna dememişler. Adem'e cennet verilmiş ama o yasak elmayı yemiş. O yüzden kimseye hak ettiğinden fazla değer verme. Ve kimseye kendinden daha fazla güvenme.

Ömür boyu mutlu ve huzurlu olmayı düşünüyorsanız unutun, yok öyle bir dünya. Hayat dediğin birkaç mutlu andan ibaret.

Başkasından gidenler mi bizlere gelecek? Gelenler de gidecektir er geç

Hayatın gerçeklerine aşina olduğum o dakikalar birer saat halini almadığındandı kötülüklere yabancı oluşum. Dünyanın tozunu yutmak bir sahnenin tozunu yutmak kadar sanatını icra ederken dilinde hissettiğin o ekşi; zanaatını midene indirirken aldığın; kamaşan dişlerini yatıştıran o tatlı tükürük kadar mayhoş değildi. Büyüdükçe anladım ben, dünyanın tozunu yutmak; insanların kusmuklarını yalamak kadar mide bulandırıcı fakat insana insan oluşunu, nereye ait olduğunu hatırlatan bir eylemdi. Yine de hiçbir zaman bu beden, bu dünyaya ait hissedemedi. Denemedim mi? Denedin mi? Sen bir sorsana bana, denemeyi istedin mi?! Bir ip üzerinde yürüyen cambaz, çakılıyor yere ve cehennemde buluyor kendini. Ya cehennemin kavruk tadını kalbinde hissedecek ya da insanların kusmuklarını yutacaktın. Bir farkı var mı? Var. İyi biri oldukça insanların artıklarını fazlasıyla yiyor, eksiğini kusuyordun. Yetmiyor, kustuklarını yiyordun bir de; bir nevi karma görevi görüyordun. Bir günah keçisi… …ve ben insanların bayramlarında boynunda halat bağlı o koyun olmak yetine şeytanın keçisi olmayı tercih ettim. Çünkü o halatta yürüyecekti insanlar, ufakken bilirdim. Günahlarına girdikleri hayvanlar midelerini doyurur ama doyurmazdı gözlerini. Keşfederdim… …kendini hiç keşfettin mi! Keşfettiğin kadar başka tenleri! Doyurdun mu kendi gözlerini? Günaha yani. Anca tene doyar senin gözlerin, ama doyurmaz hiçbirinin onların gözleri senin bedenini. Emindim. Beni aradığına, telefonda gördüğüm bir ismin beni aramak istemediğini; hepsinin çıkarının peşinden koştuğunu bildiğim kadar bilirdim. Peki sen biliyor musun? Bir ipte bir cambaz olmayı hiçbir zaman istemedim! Ama benim Sırat Köprü’mün çıkışı da bir cennete açılmadı! İşte bu yüzden, şeytanın kurbanı artık insanların oyuncakları olduğundan; bir cehennem tazısı olmayı seçtim.

En çok önem verdiğin şeylerden sınanırsın genelde.